Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 10/10/2019 tarihinde  S.S. Yeni Foça Asmadere Konut Yapı Kooperatifi başvurusunda Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ve 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucu Kooperatif ile Hazine arasında Kooperatife ait taşınmazlar ile Hazine adına kayıtlı taşınmazın (ilgili parsel) trampa edilmesi (değiştirilmesi) konusunda anlaşma yapılmış ve bu parselin Kooperatif adına tescili sağlanmıştır.

Taraflar arasındaki trampa sözleşmesi uyarınca başvurucu, sahibi olduğu taşınmazların Hazineye devri haricinde ilave bedel ödeyerek ilgili parselin  Kooperatif adına tescilini sağlamıştır. Kooperatif, devraldığı parseli bölerek bir kısmını hisseli olarak şahıslara devretmiştir.

Bu işlemden sonra imar planında sosyal konut alanı olan ilgili parsel Büyükşehir Belediye Meclisinin kararıyla ağaçlandırılacak alan olarak belirlenmiştir. Bu nazım imar planı değişikliğine karşı açılan davanın reddi kararının kesinleşmesi üzerine bazı kişiler tarafından Maliye Bakanlığı aleyhine trampa sözleşmesinin iptali istemiyle dava açılmıştır. İdare Mahkemesi işlemi iptal etmiştir. Hüküm Danıştay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.

Maliye Bakanlığı ilgili parsellerin tapu kaydının iptaliyle, Hazine adına tescilini talep etmiş, Asliye Hukuk Mahkemesi başvurucu Kooperatif adına olan kaydın iptal edilerek taşınmazın Hazine adına tescili gerektiğine karar vermiş, hüküm Yargıtay tarafından onanmıştır.

Başvurucu Kooperatif, takas işleminin iptali sonrasında ilgili taşınmazlar ile ödemiş olduğu ilave bedel iade edilmeden tapusunun iptal edildiğini belirterek tazminat isteğinde bulunmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi başvurucuya tazminat ödenmesine karar vermiştir. Hüküm, Yargıtay tarafından onanmıştır.

Maliye Bakanlığı, başvurucunun alacağı tahsil amacıyla başlattığı icra takibine karşı borçlu olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesi, trampa sözleşmesinin İdare Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle takibin dayanağının ortadan kalktığı kanaatine varmıştır. Hüküm başvurucu tarafından adli yardım istekli olarak temyiz edilmişse de Yargıtay ret kararı vermiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kesinleşmesi üzerine başvurucunun başlatmış olduğu icra takibi Maliye Bakanlığının talebiyle durdurulmuştur. Başvurucu daha sonra bireysel başvuruda bulunmuştur.

İddialar

Başvurucu; lehine olan kesinleşmiş yargı kararının uygulanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ve taşınmazlardan, trampa sırasında ödediği ilave bedelden ve tapu iptali tescil davası sonunda açmış olduğu davada hüküm altına alınan tazminattan mahrum bırakılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa’nın 35. maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır.

Somut olayda başvurucu adına kayıtlı taşınmazların Hazine adına tesciline esas olan trampa sözleşmesi sonradan iptal edilmesine rağmen taşınmazların mülkiyeti başvurucuya iade edilmemiştir. Başvurucu lehine hükmedilen bedelin de ödenmediği dikkate alındığında başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesi anlamında mülk teşkil eden korunmaya değer bir menfaatinin mevcut olduğunda tereddüt bulunmamaktadır.

Tüm hususlar ele alındığında ilgili taşınmazın imar durumunun değiştirilerek kamu hizmetine tahsis edilmesine başvurucunun herhangi bir etkisi söz konusu olmadığı hâlde taşınmazın tapusu iptal edilmiştir. Bu iptal kararı sonrasında trampa nedeniyle kendi taşınmazlarını Hazineye devreden başvurucunun mal varlığında bir eksilme meydana gelmiştir.

Bu durum, başvurucunun Hazineye devrettiği taşınmazlardan mahrum kalmasına neden olduğu gibi ilgili parsel tapusunun iptali ve trampa sözleşmesi uyarınca ödemiş olduğu ilave bedel nedeniyle Mahkemece lehine hükmedilen tazminattan da yoksun kalmasına neden olmuştur.

Hazinenin kesinleşmiş yargı kararına dayalı icra takibine yönelik açmış olduğu menfi tespit davasında, trampa sözleşmesinin yapılış amacı ve başvurucunun bu sözleşme ile Hazineye devrettiği taşınmazların sit alanı içinde kaldığı ve inşaat yasağına tabi olduğu dikkate alınmamıştır.

Mahkeme, taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi yalnızca Hazineye aitken başvurucuya devredilen ilgili parsel yönünden irdelemiş ve trampa sözleşmesinin iptal edilmesi nedeniyle tarafların aldıklarını geri vermekle yükümlü olduğu saptamasıyla Hazinenin borçlu olmadığına karar vermiştir. Ancak kararda, belirtilen hususlar dikkate alınmadığı gibi kesinleşmiş yargı kararının sonucunun değiştirilemeyeceği de göz önünde tutulmamıştır.

Bu itibarla tazminata ilişkin yargı kararının kesinleştiği tarihten itibaren yaklaşık 11 yıl 7 ay boyunca uygulanmamasının Anayasa Mahkemesince yargı kararlarının uygulanması çerçevesinde daha önce ortaya konulan ilkelere göre kanunilik ölçütü yönünden mülkiyet hakkının ihlaline yol açtığı sonucuna varılmıştır.

Ayrıca yukarıda yapılan değerlendirmeler esas alındığında başvurucu lehine nihai ve kesinleşmiş nitelikteki yargı kararının uygulanmaması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının da ihlaline yol açılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen mahkemeye erişim hakkının ve Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

AYM KARARININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/11/20191107-7.pdf